Page 1434 - Uluslararası - Adli İşbirliği Kitap 22.08.2014

Basic HTML Version

1422
Uluslararası Adli İşbirliği
zenlendiği tarihte geçerli olan döviz kuru dikkate alınır.
(7) Müsadere emrinin infazının yüklü ve istisnai masraflara neden olması halinde, Romanya’da
infazı gerçekleştiren adli makam, masrafların paylaşılması için, Düzenlemeyi Yapan Devlete, infaz
makamı tarafından verilen ayrıntılı ödeme şartnamesine dayalı bir öneride bulunabilir.
MADDE 18761
Tabi olunan kanunlar
Müsadere emirlerinin infazı Romanya kanunlarına tabidir ve infaz usullerine karar verilmesi ve
ilgili tedbirlerin belirlenmesi konusunda yalnızca Romen resmi makamları yetkilidir.
MADDE 18762
Özel durumlarda müsadere
(1) Bir müsadere talebinin belirli bir mülk kalemini konu edinmesi durumunda, düzenlemeyi
yapan makam onay verdiği ve her iki Devletin kanunlarında öngörüldüğü takdirde mahkeme,
müsaderenin mülkün değerine eşdeğer olan bir para tutarıyla ödenmesi şeklini almasını emre-
debilir.
(2) Bir müsadere emrinin belirli bir miktar parayı konu edinmesi durumunda mahkeme, öde-
menin tamamının alınamaması halinde müsadere emrini, aynı amaç doğrultusunda bir mülk ka-
lemi üzerinden infaz edebilir.
MADDE 18763
Tanımama veya infaz etmeme gerekçeleri
(1) 18752. Maddenin ikinci fıkrasında bahsi geçen durumlar hariç tutulmak kaydıyla, bir müsa-
dere emrinin tanınması ve infaz edilmesi aşağıdaki şartlarda reddedilebilir:
a) 18750. Maddede bahsi geçen belgenin düzenlenmemesi veya eksik olması veya
emirle açık bir biçimde uyumsuz olması;
b) Müsadere emrinin infazının, aynı suçtan iki kez yargılanmama ilkesini ihlal etmesi;
c) Romanya mevzuatında müsadere emrinin infazını olanaksız kılan bir dokunulmazlı-
ğın veya ayrıcalığın öngörülmesi;
d) İyi niyetli üçüncü taraflar dahil olmak üzere ilgili tarafların haklarının müsadere em-
rinin infazını olanaksız kılması; bu durum, 18768. Madde uyarınca kanuni yollardan birine başvu-
rulması neticesinde de ortaya çıkabilir;
e) Müsadere emriyle birlikte sağlanan belgeye göre, ilgili kişinin müsadere emriyle so-
nuçlanan davada kişisel olarak veya kanuni temsilcisi aracılığıyla hazır bulunmamış olması; bel-
gede kişinin Düzenlemeyi Yapan Devletin kanunları uyarınca dava hakkında bizzat veya ulusal